Aşamalarını yayınladığın işler çok başka eziyet. Makine ortada, fotoğraflar illa gün ışığında olmalı. Bir poz için bazen 20 kare çek, o titremiş bu bulanık ayıkla.. Sonra fotoları düzenle, yükle uygun bir yazı yaz ve yorum bekle :) Eğer bu işi sırf yorum almak için yapıyorsanız vay halinize çok çabuk bıkıp bırakmanız çok muhtemel. Çünkü bazen 1-2 hafta uğraştığınız ve çok beğendiğiniz bir işe 3-4 yorum geldiğinde moraliniz çin malı saat gibi zangadak bozuluverir :) Ben bir kere yaşamıştım ve o dönem blogu bırakmayı düşündüm. Anne- Kız takımlarımız ve kendime bir ceket dikmiştim benim için biri bebek 2 çocukla inanılmaz bir işi başarmaktı, sadece fotoğraflarını çekmek 1 saatten fazla sürmüştü. Beklediğim ilgiyi göremedim ve tabiri caizse yıkıldım :) 3 ay kadar neredeyse hiçbir şey yazmadım. sonra Zerrin'le komşu olunca ve Düztepe'yi keşfedince yeniden canlanmışım :)
Şimdi bu kadar yazıyı niye yazdım tam olarak bilmiyorum aslında. Blog konusunda Zerrinle bir iki konuşmamız oldu oradan esinlenmiş olabilirim :) Bu blog bana ne kazandırdı bilemiyorum (güzel arkadaşlıklar dışında :) bana ne kazandırdığını bırak bunu okuyanlara ne kazandırdı onu hiç bilmiyorum :) Belki de ruhsal olarak biraz sıkıntıda olabilirim. Bloğu bırakmayı düşünmüyorum ama bu sıralar yazmak biraz da zor geliyor. En iyisi zamana bırakmalı. Herkese keyifli günler
No comments:
Post a Comment